(Bir deneme-yalama yazısı)
İktidarda bulunup da düzenli mağduriyet içerisinde önüne gelenin ağzının içine tükürmek arzusuyla yanıp tutuşan bir siyasi organizasyonu savunmak hiç de kolay bir eylem olmasa gerek…
Bu yüzden iktidarda bulunduğu müddetçe Başbakan Tayyip Erdoğan’ı desteklemeyi meslek ilkesi haline getirmiş değerli (!) gazetecilerin haklarını da teslim etmek gerekiyor.
Çok zor şartlar altında çalışıyorlar. Bir yanda okuyup öğrendiklerinden oluşan bilgi birikimleri var. Yabancı dilde yazılanları takip ediyorlar. Oralardan alıntılar yapmışlar, vakti zamanında… Demokrasi nasıl bir rejimdir, biliyorlar! Örnekler vererek anlatıp yazıyorlar. Diğer yandan bunların tam tersini de aynı heyecanla yazmak göreviyle karşı karşıya kalıyorlar.
Buna kalem mi dayanır?
Haliyle dolma kalemin kapağı “yalama” oluyor. Bu şekilde “yalama kalemli” bir gazeteci kimliğine kavuşuyorlar. Bazen de süreç öyle hızlı ilerliyor ki, kendileri kalemlerinin önüne geçiyorlar, yazmadan konuşmak zorunda kalıyorlar. O zamanlarda kalemin kapağı sağlam kalıyor, kendileri “o hale”(!) geliyorlar: Yalama!
Çok zor bir durum bu… Başbakan ile aynı yoldan yürümek! Beraber yürüyüp, beraber ıslanacaklar! Ama bir gün gelecek görecekler ki, beraber yürüdükleri daha dar bir ekiple “yürütürmüşler” ana yoldan ayrılıp servis yolundan gizlice geçerek!
Gazeteci bunun da bir izahını bulacaktır, hatta bulmak zorundadır! Eğer bulamazsa kaybedecektir; iktidarın kıyısını, köşesini, odasını, sütununu servet kıvamındaki aylık maaşını, Başbakan’ın küçük jetinde sıkışık düzende oturulan dar kanepeli özel haber seyahatlerini…
Düzenli koku almayı öğrenmek zorundadır iktidarcı gazeteci, İngiliz Setter cinsi kaliteli bir av köpeği gibi… Yarın gözden düşecek bir kişiyi bugün savunup da kendi istikbalini tehlikeye atmamayı da öğrenmiş olmalıdır.
Hangi gün hangi noktada durup, kime karşı yazacağını Başbakan’dan önce kavrama yeteneğin kazanması gerekmektedir! Bunun için tecrübe hanesine “ruh birliği” özelliklerini özümsemişliği de eklenmelidir.
Elbette her zaman servise hazır malzemeleri vardır: Vatan-Millet-Sakarya’nın yeni versiyonlarını anında köşesine taşıyabilir:
“Uluslararası faiz lobisi, Gezi zekâlılar ile birleşip Dost-modern bir darbenin planlarını yaparken suçüstü yakalandılar!”
İter-tutar yanı olmaması önemli değildir. Başbakanın beğenip beğenmemesidir bütün mesele… Her sabah yataktan kalktıklarında aynaya bakacak bir yüz ihtiyacı da bulunmayınca yazının başlığını atmaktan kolay ne olabilir ki:
-‘Zavallı Başbakanımız!’