Boğulmaktan kurtulan çocuk

 

Beykoz’da 1960’lı yıllar… Havaların ısındığı bir bayram günüydü. O yıllarda çocukların delikanlıların toplandığı alanlardan biri de deniz kenarındaki Ahmet Mithat Efendi İlkokulu’nun bahçesiydi.

Çocuklar deniz kenarındaki merdivenlerin üzerinde oynaşırlarken içlerinden küçük biri denize düştü. Hızlı biçimde batıp çıkmasından anlaşıldı ki, yüzme bilmiyor. Tepe Mahalleden Hüseyin üstünü başını çıkartmadan kendini denize attığı gibi ufaklığı karaya çıkarttı.

Bu şekilde fiyakalı bayramlık giysileriyle, Beykoz Deri Kundura Fabrikası’nın lüks imalat bölümünden alınmış yuvarlak burunlu Lord model bordo ayakkabıları da berbat olmuştu.

Birazdan boğulmaktan kurtarılan çocuğun annesi koşarak olay mahalline geldi. Çocuğuna sarıldı, ağlıyordu. Küçük yavrusu az daha ölüyordu. Korku ve heyecan içindeki anne sakinleşti. Çevresindekilerden olay hakkında bilgi aldı. Oğlunu tepeden tırnağa kontrol etti. İşte o anda aklına oğlunu boğulmaktan kurtaran genç adam geldi. Oğlunun elinden tutup kalabalığı yararak Hüseyin’in yanına ulaştı:

-Oğlumu denizden siz kurtarmışsınız…

-Evet.

-Ama bunun ayakkabısının teki yok!!!

(Eğer yaşını başını almış, her yazısında “kıssadan hisseler” veren bir gazeteci olsaydım, bu olayı “Barış Süreci-Akil İnsanlar” arasına yerleştirebilirdim.Ama değilim!)

Posted in Köşe Yazıları.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir