Sunay Akın her zaman saygı uyandıran işler yapan değerli bir sanatçıdır. Şairdir, yazardır, tiyatrocudur, eylemcidir, uygulamacıdır. 1990’larda Üsküdar’daki Kız Kulesi’nde “Şiir Cumhuriyeti” kurmuştu.
Yine aynı yıllarda Nazım Hikmet için 24 saat şiir okunan bir etkinlik düzenlemişti.
2000’lerde ise “İstanbul Oyuncak Müzesi” için tek başına bir karar almıştı:
-Nürnberg’ten bir oyuncak at ile geldim. İşte bu at müzemin ilk parçası olacak dedim!
Sunay Akın önceki akşam çok değerli konukları huzurunda hem müzenin 10. yaşını anlattı. Hem de ailesinin İstanbul’a geliş hikayesini…
Baba Tuncay Akın, Trabzon’dan İstanbul’a göç etme kararı aldığında öncelikle çocuklarını İstanbul’a götürüp, getirerek alışmalarını sağlıyor. Sunay ilk olarak 6 yaşında görüyor İstanbul’u. İlk ziyaret ettikleri yeri de açıkladı:
-Babam bizi Arkeoloji Müzesi’ne götürdü!
Önceki gece Sunay-Belgin Akın çiftinin konukları arasında Arkeoloji Müzesi Müdürü Zeynep Sevim Kızıltan vardı. Arkeoloji dalının efsane ismi Hititolog Muazez İlmiye Çığ gecenin onur konuğu olarak yemekte yerini aldı.
Kendisine yönelik ilgiye e esprili biçimde karşılık verdi:
-Bedava buldu diye öpüyor!
Oyuncak Müzesi’nin 10. yılında Müjdat Gezen, Gülten Dayıoğlu, Zülfü Livaneli, Hüsamettin Koçan, Nebil Özgentürk, Ebru Tuay Üzümcü, Tuluhan Tekelioğlu’nun içlerinde olduğu seçkin bir davetli grubu vardı.
***
Sunay Akın’ın 23 Nisan 2005’te açtığı İstanbul Oyuncak Müzesi 10 yaşına bastı. Sunay açılış gününü çocuklara bırakmak için önceki akşam seçkin bir davetli huzurunda (büyük çocuklarla) yaş günü kutlaması yaptı.
Konuklarını müzenin kapısında karşılayan Sunay Akın, kapının solunda asılı “Tuncay Terzihanesi” etiketli vişne çürüğü kadın ceketini bana şöyle anlattı:
-Trabzon’taki kadın terzisi Tuncay’a genç bir kız geliyor. Tuncay ölçüsünü alıyor. Bel ölçüsü o güne kadar hiç olmayan incelikte… Bir daha o ince belli kızı hiç bırakmıyor!
O ceketi giyen genç kız Tülay Hanım Sunay’ın annesi, diken Terzi Tuncay da babası olacaklardır!
**
Sunay annesiyle ilgili anlattığı hikaye ise eski Türkiye’nin ne kadar yükseklerde kaldığını da gösteriyor:
-Annem haftada bir gün beni ağabeyimi tertemiz giydirir, kendisi de öyle giyinir ve bizi kitapçıya götürürdü!
***
Tuncay Terzihanesi sahibi Trabzonlu Delikanlı ailesiyle birlikte 1972’de İstanbul’a yerleşme kararı alır. Ama önceden çocuklarını büyük kentte alıştırmak için birkaç kere İstanbul seferi yaptırır. Sunay Akın ilk kez geldikleri İstanbul’a ilişkin şunu anlattı:
-Babam bizi ilk olarak İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne götürmüştü!
***
Oyuncak Müzesi’nin bulunduğu ahşap köşk Akın ailesinin İstanbul’daki ilk konutudur. Etraftan şöyle demişler:
-Şimdi bu Karadenizliler geldiler, köşkü yıkıp koca bir apartman dikecekler!
Sunay solanda bulunan babasını da şöyle selamladı:
-Bu çevrede bulunan ahşap köşklerden sadece babamın aldığı bu köşk olduğu gibi kaldı. Diğerlerinin tümü apartman oldu!
***
Gecede anne-baba Tülay-Tuncan Akın da vardı. Davetliler sık sık Tuncay Beyin yanına gidip, Sunay gibi bir evlat yetiştirdikleri için onları kutluyorlardı.
Bu kutlamalar gece boyunca devam etti. En sonunda bir gazeteci onun yanına gidip “efendim” deyince, Baba Akın:
-Bana Sunay’ı anlatmayın, biliyorum! Diyerek herkesi yerlere yatırdı.
***
Sunay Akın gece için 200 adet oyuncak ayı yaptırmıştı:
-Bunu sakın torunlara falan hediye etmeyin. Kendinize ayırın. Hepsinin numarası var, değerli eşya statüsü kazandırdık!
Sunay Akın kendi çizdiği parlak yolunda ilerlemeye devam ediyor, arkasından gelen her yaştan binlerce çocukla birlikte…