Demokrasi yerine aşiret düzeni

 

 ‘Başkanımıza söyleselerdi!’

 

Cumhuriyet tarihinin en büyük skandallarından biri olan 4 bakanlı, 3 evlatlı, çok kurbanlı operasyona itiraz edenlerin en önemli argümanı şöyle:

-Efendim bunu başbakanımıza söylemeden yapılmış olması çok büyük bir hatadır!

İlk gün Yeni Şafak’tan bir köşe yazarı dile getirdi TV programında… Nasıl olması gerektiğini de “izah” etti:

-Başbakana söylenir bu bankamızın müdürü böyle böyle diye… Sonra sessizce görevden alınır. Böylece bir kamu bankası bu şekilde yıpratılmaz!

Şahıs, Halkbank’ın parasını bankaya yatırmayan müdüründen söz ediyor.

Öneride yolsuzluk-rüşvet-kara para gibi konuların yargıya sevkedilmesi gibi bir durum yok.

Bu kafalar bizlere demokrasi vazediyorlar!

İyi mi?

AKP’nin parlak isimlerinden genel başkan yardımcısı Hüseyin Çelik de benzer bir yörüngeden savunma yapıyor:

-Eğer Başbakanımıza haber verilseydi, kesinlikle kayıtsız kalmazdı! Yanlışın arkasında durmazdı!..

Bu iddia da artık bir balon olup uçtu, gitti bile…

Hüseyin Çelik’in dediği yapılsaydı ne olurdu?

Çelik’in “dürüstlük ağır basardı” iddiasıyla aynı gün haberlerde yer alan bir cümle ne olacağını açık olarak gösteriyor:

“İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla görevden alındı!”

İşte “reel-gerçek” budur!

Ortada ağır bir siyasi skandal duruyor. Katliama uğramış kamu güveni, parçalara ayrılmış bir ceset gibi boylu boyunca yatıyor. Başbakan bu cinayetin failleriyle hiç ilgilenmiyor. Hatta onları savunuyor. Cinayeti aydınlatacak olanlara karşı da katliam boyutlarına paralel bir savaş açıyor.

Ee gel de söyle bakalım Sayın Başbakanınıza?

Gazetecisinden siyasetçisine, akademisyeninden partilisine kadar bunların hepsinin alt beyinleri aynı çalışıyor. Demokrasinin kurumlarını çalıştırmak yerine aşiret reisine söyleyip halletsek ne güzel olurdu! Malum AKP’de yakın çevresinin Erdoğan’ı “Reis” diye andığı anı kitaplarında yayınlanmıştı.

Böylece neyi savundukları da inkâr edilmeyecek biçimde ortaya çıkmış bulunuyor:

-Aşiret düzeni!

Yerle bir olan kavramlar

 

 

Büyük Skandal siyasiler için paha biçilmez deneyimler ortaya koydu. Siyasete yolsuzluklarla mücadele etmek için girmiş bir partinin boynuna kalın zincirli bir gülleyi bağladı.

Uzun adı Adalet ve Kalkınma Partisi, kısa adı ise AK Parti olan yapılanma hangi vaadlerle seçmenlerinden oy istemişti? Şimdi hangi fotoğraflarla ortada duruyor? Hem “adalet” sağlayacak hem “kalkınma” hamlesi yapacak hem de temizliğin simgesi “AK” olarak anılacak!

Tayyip Erdoğan Pınarhisar Cezaevinden tahliye olurken “herkese özgürlük” idealiyle yola çıktıklarını ilan etmişti. Şimdi herkesi hapsetmek için yanıp tutuşuyor. En başta da kendi partisine yazık ediyor. Yerle bir ettiği kavramların başında kurduğu partinin adı geliyor:

-Adalet ve Kalkınma!

 

‘Batsın böyle gazetecilik!’

Yaklaşık bir yıl önce basın özgürlüğü konusunda Tayyip Erdoğan’ın tarihi demeciyle Türkiye çınladı:

-Batsın böyle gazetecilik!

Erdoğan’ın istemediği şeylerin yazılmaması arzu ediliyordu.

Ya yazılırsa?

O zaman Erdoğan o gazeteleri ve gazetecileri batıracaktı!

Elbette gazetecilik böyle tehditlerle batmaz, tersine güçlenir!

Ama sahici gazetecilerle… Şimdi “Büyük Skandal” haberlerini okuyup dinleyince, mesleğin batışı konusunda kaygı duymamak zorlanıyor.

Şöyle yazıyorlar: “Reza Zarrab’ın üst düzey bir siyasi ve oğluyla görüşüp tayip ettirdiği iddia edilen…”

El insaf arkadaşlar… Sadece siz yoksunuz ki iletişim imkanlarına sahip olan. Sosyal medya var, bir de alternatif gazeteler ve televizyonlar çatır çatış yazıp yayınlıyorlar. Herkes biliyor, kimin kim olduğunu…

Kendinizi kollamak istiyorsanız bize “gerçeğe en yakın” haber tekniği konusunda bir önerimiz olabilir:

“Müslüman bir komşu ülke vatandaşı işadamının,  üst düzey bir içişleri bakanı ile oğluna rüşvet vererek tayin ettirdiği emniyet müdürü…”

Sonra şöyle devam edebilirsiniz:

“Türkiye’nin en büyük metropolünün bir emniyet müdürü, bir başbakanın emri ile görevden alınıp merkez valiliğine atandığı iddiaları…”

Dikkat etmek gerekiyor. Gazetecilik haber verme mesleğidir. Haberlerinizden haber unsurlarını bu kadar hovardaca çıkartırsanız, Erdoğan’ın dileği yerine gelebilir:

-Onunla birlikte siz de batarsınız!

 

Posted in Köşe Yazıları.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir