Türkiye’de çok üst düzey itibara sahip bir işadamı muamelesi gören İranlı Reza Zarraf 19 Mart 2016 cumartesi günü ABD’de (Miami) yakalanıp, gözaltına alındı. Sonra da tutuklandı.
Reza ile ilgilenen Amerikalı savcı Preet Bharara’nın kişisel profili bir hukukçu olarak çok parlak. Suçlular ve o çevrede yer alanlar içinse ürperti verici. Savcının bir de lakabı var: Wall Street Şerifi!
Elinden kurtulmak kolay değil.
Reza için hazırlanan iddianamede 75 yıl hapis cezası isteniyor. Bu cezayı hak etmek için ne yaptığı sıralanırken, Türkiye üzerinden yürüttüğü uluslararası para-altın trafiğinin haritası da dosyaya konuşmuş bulunuyor.
Türkiye kamuoyu onun “faaliyetleri” hakkında ancak 17 ve 25 Aralık operasyonlarından sonra bilgi sahibi olabildi.
Bu operasyonlar için “dönemin Başbakanı” sıfatıyla evraklarda adı geçen Recep Tayyip Erdoğan “Bu bir darbe teşebbüsüdür” saptaması yapmıştı.
Sonrası malum. Soruşturmayı yürüten savcılar, emniyet müdürleri görevden alındılar, haklarında davalar açıldı. En sonunda da bir yasa-dışı örgüt haline getirilip, paketlendiler: Paralel Devlet Örgütü ya da Fetö Suç Örgütü!
Soruşturma dosyaları kapandı. Ayakkabı kutuları içindeki paralar banka müdürüne iade edildi. Ortalık temizlendi.
Her şey oldu ve bitti!
Ya da öyle sanılıyordu.
Ama değilmiş!.. Uluslararası alanlarda faaliyet gösterenlerin uluslararası muhatapları olur. Bazen o muhataplar, ikram ettikleri muzların kabuklarını çöpe atmazlar, partnerlerinin ayakları altına halı niyetine sererler…
Bu gelişmeye daha geniş açıyla bakılırsa, kısa süre önce ABD’nin iki Ankara Büyükelçisinin ortak kaleme aldıkları “Erdoğan ya değişmeli, ya da istifa etmeli” gibi “tuhaf” makaleyi de görebilirsiniz.
Halbuki aynı ABD, 2002’de partisi seçimleri tek başına kazanmış, ama kendisi parlamento dışı kalmış liderini Paris ve Londra üzerinden Washington’a davet etmiş ve Başkan Bush onu Beyaz Saray’ın kapısında karşılamıştı!
Erdoğan’ı seçim dışına iten “vesayet rejimine” net bir mesaj vermişti: Bizim muhatabımız Tayyip Erdoğan’dır!
Miami’de başlayan gelişmelerin hepsi alt alta dizince akla gelen ilk soru şu oluyor:
-Amerika’da çekilen Reza’nın fişi mi?