Sevgili Mustafa Ekmekçi şehir içinde yaya olarak karşıdan karşıya geçerken yanındakini şöyle uyarırdı:
-Aman dikkatli geçelim, sonra tek sütun oluruz!
Trafik kazalarında meydana gelen ölüm haberleri gazetelerde genel olarak “tek sütun” halinde yer alır. O yüzden de Ekmekçi üstadımız “ölürüz” demek yerine “tek sütun oluruz” derdi.
Türkiye son yirmi yılda o kadar gelişti ki, trafik kazalarında meydana gelen ölümler artık haber bile olamıyor!..
20 Şubat 2023 gecesi İzmir’de meydana gelen “trafik kazası” da böylesi “önemsiz”(!!!) haberlerden biri olarak haber sitelerinde İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabiri Akın Küçükkurt imzalı olarak şöyle yer aldı:
“İzmir’in Bayraklı ilçesinde hafif ticari araç ile motosikletin karıştığı kazada 1 kişi hayatını kaybetti. Kaza, 01.30 sıralarında Bayraklı ilçesi Altınyol’da meydana geldi. İddiaya göre, Konak istikametinden Karşıyaka istikametine giden ve sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 34 FJA 904 plakalı hafif ticari araç ile Haşim Karakoyun (59) idaresindeki motosiklet çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle Karakoyun metrelerce sürüklenirken, motosiklet alev topuna döndü.
Kazayı gören vatandaşların durumu 112 Acil Çağrı Servisi’ne bildirmesi üzerine olay yerine itfaiye, sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekipleri, yanan motoru söndürürken, sağlık ekipleri tarafından yapılan incelemede Karakoyun’un hayatını kaybettiği belirlendi. Karakoyun’un cansız bedeni savcının incelemesinin ardından İzmir Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Öte yandan, ismi öğrenilmeyen hafif ticari aracın sürücüsü polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.”
Oysa haber bu kadar değildi.
Haşim Karakoyun’u katleden 34 FJA 904 plakalı aracın içinde bulunan Koray Tan ve Mehmet Ali Tan aşırı derecede alkollüydüler. Polise verdikleri ifadede karşılıklı olarak birbirlerini suçlayarak “aracı ben değil o kullanıyordu” dediler.
Bu ifade her ikisini de tutuklanmaktan kurtardı! Serbest bırakıldılar.
Bu olayda ağabeyi Haşim Karakoyun’u kaybeden gazeteci, Tunceli Emek gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Hüsniye Karakoyun “Bu bir kaza değil, cinayettir” diyor:
-Alkollü sürücü/sürücüler ağabeyime çarptıktan sonra 110 metre sürüklemişler, ancak 182 metre sonra araçlarını durdurabilmişlerdir. Bu sürükleme sonucu motorun metal aksamı alev almış ve motor yanmıştır!..
Türkiye’de “adalet” ne yazık ki böyle işliyor. İnsanlar ölüm acısını yaşarken adalet mücadelesi yapmak zorunda kalıyorlar.
İnsan öldürenin sıfatı katildir!
Devlet neden düzenli olarak katillerden yana bir tercih kullanıyor. Kaza(!) raporunu yazan polisler motosikleti kullanan Haşim Karakoyun’un hiç hatası olmadığını belirtiyorlar.
Kamera kayıtlarında alkollü sürücünün kullandığı aracın yolun en solundan, en sağına doğru savrulduğu net olarak görülüyor. Eğer olay daha erken saatlerde meydana gelseydi çok daha fazla insanın ölümüne neden olabilirdi bu sorumsuz sürücüler.
Karakoyun ailesi sanıkların tutuklu olarak yargılanmalarını talep ediyorlar. Çünkü ortada kaza değil düpedüz bir cinayet var. Ayrıca bu durum tekil de değil… Benzeri pek çok cinayet ve ellerini kollarını sallayarak dolaşan caniler söz konusu… İnsan öldürmenin bu kadar kolay olmadığı bir yargı düzeni şart. Aksi taktirde devlet teşvik ediyor pozisyonuna düşmekten kutulamaz:
-Öldürmek için trafik kazasını seçin!