Güzeller güzeli ülkem

Bayram Gazetesi’nin yayımlandığı dönemlerde kendisinden yazı istenen köşe yazarı gazeteciler “bayrama göre” yazarlardı. Genellikle politik alana girmeyen yazılar kaleme alırlardı.

Sonra Dinç Bilgin’in Sabah gazetesi “tabuları yıkıyoruz” diye bayramlarda yayın yapmaya başladı. Böylece Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) yayımladığı Bayram Gazetesi sizlere ömür oldu.

O yıllarda başlayan kuralsızlığın kural haline getirilme ilkesi Türkiye’yi bugünlere taşıdı. Bu sürecin inşasını yapanlara da yaramadı kuralsızlıklar cennetinde yaşamak. Bankaların üzerine oturduklarında kendilerini hapishanelerde bulacaklarını düşünmüyorlardı.

Şimdi gerçek tabu yıkıcılar geldiler, tabularla birlikte her şeyi yıkıp dümdüz ettiler.

•••

Bu bayram gününde insanın içini karartan yazı kaleme alınır mı?

Alınmaz elbette… Bayram Gazetesi olmasa da bayram var. Bayrama göre yazmalıyız. Dokuz günlük uzun bir tatille taçlandırdığımız Kurban Bayramı olduğunu unutmadan…

Bayramlar küskünlüklerin ortadan kaldırıldığı, iyilik güzellik dolu anların paylaşıldığı dini ritüeller olarak kabul ediliyor. Bizim ülkemizde de böyle.

Gel gelelim bazı durumlar var ki, buna engel teşkil ediyor.

Devlet büyükleri “milletçe birlik ve beraberlik” dolu demeçler veriyorlar. Bir bakıyorsunuz ki, milletin yarısı hapishanelere doğru koşuyorlar.

Cezaevlerinde 250 bini aşkın tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Bu sayının 70 bini üniversite öğrencilerinden oluşuyor.

Çanakkale Savaşı’nda şehit olan gençlerin çokluğunu anlatmak için “bir üniversite gömdük” denilirdi. Bu dönemde de benzeri bir mağduriyet panosu ortaya çıkarılabilir. İktidarın her icraatını olumlu bulan, bu olumluluğun rengarenk fotoğraflarını çeken gazeteciler şöyle diyebilirler:

-Cezaevlerini üniversiteye çevirdik!

Buna kimse itiraz edemez herhalde…

•••

Ülkemizde cezaevlerine girmek milli piyango talihlisi olmak kadar şansa kalmış durumda… Hatta ondan da fazla. Çünkü milli piyango ikramiyesi için bilet almak gerekiyor, hapishaneye düşmek için böylesi bir çaba gerekmiyor. Başkaları sizin adınıza bilet alıyorlar. Daha doğrusu şöyle ifade edilebilir:

-Biletinizi kesiyorlar!

Ülkemizde özgürlüğünüzden yoksun kalma riski çok fazla. Düşünsenize bugün yönetimin en tepesindeki tek adam olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, başbakan olmadan üç yıl önce Kırklareli’nin Pınarhisar Cezaevi’ndeydi.

Bu talihsizliğin ne kadar “normal” olduğunu yine kendisi 24 Haziran 2018 Seçimleri öncesinde şöyle izah etmişti:
-Ben sıramı savdım!

Bu açıklamayı HDP Cumhurbaşkanı Adayı olan ve seçim kampanyasını Edirne Cezaevi’nden sürdüren Selahattin Demirtaş’ın “Bütün adaylar bir hafta cezaevinde yatsınlar” önerisi üzerine yapmıştı.

Hiç yurtdışına çıkmamış olanların müthiş tespitleri vardır:

-Ülkemiz dünyanın en güzel ülkesi!..

Arkasından kocaman bir “AMA” gelir. Ve bir dolu ipe sapa gelmez gerekçeler sıralanır.

Bizim rahata ermiş meslektaşlarımızın da benzer tespitleri vardır. Dünyanın en güzel ülkesini mahvetmek için bütün dünya bir araya gelmiş, nasıl bu güzel ülkeyi darmadağın ederiz diye çalışıyorlar!

Halbuki bizim güzel ülkemizde sadece 576 bin kişi denetimli serbestlikle özgürlüklerini doya doya yaşıyorlar.

Cezaevlerimizde her bayram özgürce açık görüşler yapılabiliyor. Cezaevlerinde bulunan siyasetçiler ziyaretçileri aracılıyla ülkemizi kötüleyen demeçlerini özgürce gazetelere ulaştırabiliyorlar.

Gerçek olan başlıktaki cümlede duruyor:

-Güzeller güzeli ülkem!

***

Bayramda unutmayalım

»İşadamı, insan hakları savunucusu Osman Kavala dokuz aydır cezaevinde, hakkında uzun süre iddianame hazırlanmadı. İddianameden önce iftira niteliğinde bir suçlama yapıldı. O gün tutuklandı. Hâlâ da tutuklu.

»CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu Maltepe Cezaevi’nde Anayasa’ya aykırı olarak tutulmaya devam ediyor.

»Eski HDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş Edirne Cezaevi’nde. Onunla aynı görevi paylaşan Gültan Kışanak, diğer eşbaşkan Figen Yüksekdağ ile Kandıra Cezaevi’nde.

»CHP Parti Meclisi Üyesi, eski milletvekili Eren Erdem Silivri’de tutuklu.

»Eski Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni gazeteci yazar Ahmet Altan içerde iki yılını doldurdu 22 Eylül 2016’dan beri tutuklu.

»Cezaevlerinde 82’si kız çocuk olmak üzere 3 bin 85 çocuk var.

»Hapisteki gazeteci sayısı bakımından dünya birincisiyiz. Sayı 150’nin üzerinde.

»Bir de ismini bilmediklerimiz var. Kırıkkale Cezaevi’nde tutuklu bulunan Mehmet Özdemir, mide kapakçığı aşındığı için düzenli beslenemiyor. Hastaneye götürüldüğünde ise diyetisyen yok denilerek başka doktora yönlendiriliyor. O doktor da kelepçeli muayeneyi uygun görüyor. Daha doğrusu muayene etmiyor.

Posted in Köşe Yazıları.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir