Değerli tiyatro sanatçısı Ferhan Şensoy’u 31 Ağustos 2021 günü 02.30’da kaybettik. 02 Eylül Perşembe günü (bugün) İstanbul’da sonsuzluğa uğurlayacağız. Saat: 13.00’de Beyoğlu Ses 1885 Tiyatro salonunda sınırlı katılımla bir veda töreni yapılıp İkindi Vakti de Teşvikiye Camiinden alınarak Zincirlikuyu mezarlığında toprağa verilecek.
Ferhan Şensoy muhteşem bir sanatçı kariyeriyle milyonları kendisine bağlamıştı. Ölümünün ardından yapılan paylaşımlarda bir aile bireyini yitirmiş insanların acısı vardı.
Ferhan Şensoy bu ülkede yaşayan herkeste kalıcı izler bırakmıştı. Oyunları, kitapları, filmleri, televizyon dizileriyle kalplerde taht kurmuştu.
Onun Galatasaray Lisesinden sıra arkadaşı değerli yazar akademisyen Nedim Gürsel dün telefonda konuşurken “Ferhan’ın ilk yazarlığa başlama serüvenini anlatayım” dedi.
Yıl 1967. 16 yaşındaki Nedim Gürsel “Yolculuk” adlı ilk öyküsü yazıp Vedat Günyol’un Yeni Ufuklar dergisine götürüyor. Vedat Bey genç yazar adayına telif ücreti olarak 10 TL veriyor. Bu para o kadar değerli ki, Nedim yakın arkadaşı Ferhan ile okullarının karşısında yer alan İstanbul’un en ünlü içkili mekânı Çiçek Pasajı’na gidip günlerce Arjantin birası içerek öyküden gelen parayla Nedim’in yazarlığını kutluyorlar.
Ferhan bu kutlamalar sırasında “madem ki bu kadar para veriyorlar ben de bir öykü yazayım” diye kolları sıvıyor. Nedim yakın arkadaşını “yazarlık o kadar da kolay değil” diyerek yüreklendiriyor!
Bir hafta sonra Ferhan Şensoy yazdığı öyküyü Nedim’e uzatıyor:
-Dalgındır Hüsam Kusura Bakmayın!
Nedim Gürsel daha başlıkta itirazını koyuyor:
-Oğlum Yeni Ufuklar ciddi bir edebiyat dergisi, bu başlıkla bir öyküyü basarlar mı?
Ferhan “Sen götür basmazlarsa basmasınlar” diye yazdığı öyküyü savunuyor. Vedat Günyol yeni yazar adayının öyküsünü beğenip, yayınlamak üzere alıyor. 10 TL’lik telif ücretini de veriyor. Telif ücretinin cazibesi, öykünün Yeni Ufuklar gibi o yılların en önemli dergisinde yayınlanma heyecanının önüne geçiyor. İki kafadar soluğu Çiçek Pasajında alıyorlar.
Vedat Günyol Yeni Ufuklar’da bir sayı arayla Türkiye’ye çok değerli iki yazarı birden kazandırıyor.
İki genç yazarın ilk öyküleri sonraki yıllar hakkında da fikir veriyor. Nedim Gürsel’in hayatı ilk öyküsü gibi “Yolculuk” dolu serüven halinde gelişiyor. Ferhan Şensoy da “Dalgındır Hüsam, Kusura Bakmayın” tadında oyunlar, kitaplar, skeçlerle dolu uzun bir sanatçılık rotasında ilerliyor.
Ferhan Şensoy’u sahnede izlemeyen yoktur her halde yaşı 35-40 üzerinde olanlar arasında. Mesela benim oğlum Yiğit Alpman, “İçinden Tramvay Geçen Şarkı” oyununa izlemeye geldiğinde henüz ilkokula başlamamıştı. Anti-Faşist oyunun finali yaklaşırken Yiğit, yerinden kalkıp koridorda sahneye doğru yürürken Ferhan Şensoy repliklerine onu da eklemişti:
-Beyefendi siz de o çocuğu bağlayın!..
Uzun yıllar sonra Yalıkavak’ta Beykozlu arkadaşlarım Feray ve Ahmet Destegül’ün evlerinde sabah 05.00’e kadar süren sohbetimizde Ferhan’a bu vaziyeti anlattığımda “o kadar çok oluyor ki” demişti:
-Ama çocukların tiyatroya gelmeleri güzel bir şey!
Ferhan Şensoy o uzun gece öncesinde köyde yapılacak ana okulu yararına gelirinin tamamını bağışladığı oyun için sahneye çıkmıştı. Böyle şeylerin yazılıp çizilmesinden hoşlanmadığı için bunu da ilk kez yazıyorum. Onun hayat ve sanat çizgisi hep aynı güzergahta ilerledi:
-Ferhan ferman dinlemez!