Paris Saldırılarıyla bütün dünya hüzünle ayağa kalktı. Şöyle tanımlamalar yapıldı:
-Benzeri ancak kabus filmlerine meydana gelebilecek bir kabus yaşatıldı Paris’e ve Parislilere…
Paris’te siviller hedef alındı. Korumasız insanlar…
Avrupa’nın göbeği bir anda Ortadoğu’nun herhangi bir kenti haline geldi!..
Gazetelerde ve televizyonlarda olaya bu açıdan bakan pek çok yorum yapıldı.
Ortadoğu gibi olmak ne demek?
Günün her hangi bir saatinde kentlerin kalabalık yaşam merkezlerine yönelik bombalı saldırıların olabileceği ve bunun o bölgenin “aşırı normal” bir rutini olabileceği gerçeği…
Ortadoğu ülkelerinde böyle şeylerin yaşanması bir kaderdir!
Aynı zaman dilimi içinde yaşıyoruz. Ve dünyanın birbirine çok yakın olan bölgelerinde yüz yıl, yüz elli yıl zaman aralıkları oluştu. Avrupa’nın bir kentinden Yunan Adalarına hafta sonu için gelip dönebilen aileler, iki günde Ortadoğulu onlarca ailenin, kendilerinin yüzüp güneşlendiği denizde çırpınarak öldüklerini akıllı telefonlarından öğrenip, güneş yağlarını sürmeye devam edebiliyorlar.
Yukarıdaki satırların yüz binlerce benzeri yayınlandı, yayınlanacak.
Bu insani eleştiriye Türkiye’nin Cumhuriyet Hükümeti de katılıyor. Konuya dikkat çeken mesajlar yayınlıyorlar.
Ama başka bir şey var!
Sen dünyaya akıl verirken kendi ülkende belli bir bölgenin insanlarını ağır silahlarla kuşatıp, evlerine hapsedip yaşamı cehenneme çeviriyorsun…
Silvan’dan söz ediyorum elbette… Silvan, Filistin Halkının sürgün edildiği kamplara çevrildi. İş başındaki hükümet sıklıkla bu zulme dikkat çekiyor. Zavallı Filistinlilere İsrail özel komando birliklerinin yaptıkları protesto ediliyor.
İyi güzel de… Senin Silvan’da yaptığının farkı ne? Bir tek şu kaldı: Modern silahlarla donatılmış İsrail askerleri yıllar önce FKÖ Lideri Yaser Arafat’ın karargahının duvarlarına işemişlerdi. Silvan’da bu yapılmadı. Büyüğü tercih edildi!..
Operasyonları yürüten özel birlikler, sadece her yeri kurşunlayarak güvenlik hizmeti vermekle yetinmediler. Ateş etmedikleri zamanlarda ellerine aldıkları sprey boyalarla, duvarlara şefkat mesajları yazdılar:
-Burada Devlet var lan!
(Duvardaki bu slogan Hürriyet’ten Sebati Karakurt’un facebook sayfasında yer aldı.)
Örgüt ne yaparsa biz de misliyle karşılık vereceğiz! Bu hukuk devletinin rutini olamaz. Zaten denendi ve iflas ettiği görüldü. Sadece iktidarda olanların bir süre işine yapıyor. Sonra onlar da eriyip gidiyorlar. Sadece ülke kaybediyor.
Paris saldırıları üzerine gece yarıları özel oturumlar düzenleyen Türk medyası, kendi toprakları içinde 10 gün süren vahşeti bir türlü görüp de tartışamadı!
Onlar da tıpkı Avrupalılar gibi baktılar:
-Orasıysa, normaldir!
Teröre lanet okunacaksa herkes aynı rota üzerinden hareket etmeli:
-Silvan’dan Paris’e doğru!