DUYGU ASENA’SIZ 10. YIL

Sevgili Duygu,
Bugün bizi bırakıp sonsuzluğa doğru uçup gittiğin 30 Temmuz 2006’nın 10. yılı. Aradan 10 yıl geçti. Gericiliğin arttığı, kadına yönelik baskı ve şiddetin neredeyse kurumsal hale geldiği günümüzde seni hem seni daha çok özlüyoruz hem de sana olan ihtiyacımızı daha çok hissediyoruz.
Her kadın katliamında akıllara ilk olarak senin adın geliyor. Hepimiz “Eğer Duygu Asena olsaydı” diye başlayan cümleler kurmadan edemiyoruz. Türban takanın üniversitelere sokulmadığı yıllarda “özgürlük” adına kapalı kadınların toplumdan dışlanmasına karşı çıkıyorduk ya, artık türbanlı kadınlar TBMM’sine rahatça girebiliyorlar. Ama o kadınların hiç biri “kadın özgürlükleri” konusunda senin 1980’lerde başlattığın mücadelenin çıkış çizgisine bile gelinmesini savunmuyorlar. Tam tersine kadınların toplum yaşamından dışlanmasının önünü açıyorlar. Kadını kuluçka makinesi gibi görüyorlar. Bunu da saklamıyorlar. Hatta gericiler o kadar ileri gidiyorlar ki, hamile kadınların sokakta yürümesini bile tahrik unsuru olarak gördüklerini açıklıyorlar. Akıllarına kadınların hamile kaldıkları “an” geliyormuş! “Yuh artık” dediğini duyar gibiyim. Bitmedi bunların “aklı başında sınıfına” dahil görünenleri bile kadınların sokakta kahkaha atmalarının iffetsizlik olduğu söyleyebiliyorlar.
Sadece kadınlara değil, çocuklara da artan bir şehvetle “musallat” oluyorlar. Gericilerin kendi aralarında “alim-ermiş kişi” olarak takdim ettikleri saygı istedikleri adamları bile kız ve erkek çocuklara yönelik taciz-tecavüzleri “bademlik hakkı” gibi bizim hiç bilmediğimiz sapıklık kurallarıyla açıklıyorlar. Bu ve benzeri ahlaksızlıkların hepsini de ahlak adına yapıyorlar.
İşte bütün bunları görüp yaşadıkça sana olan özlememiz ve ihtiyacımız daha çok artıyor. Aramızdan ayrılıp sonsuzluğa doğru uçup gidişinin 10. yılında seni saygı,sevgi ve özlemle anıyoruz. (30 Temmuz 2016)

Posted in Genel.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir