Duygu Asena ile Düşünmek

Sevgili Duygu,

Son yıllarda seni doğum günlerinde seninle ilgili yazdığım eski yazılarımı tekrar yayınlıyordum. Haklı bir eleştiri aldım:

-Geçen yıl da böyle yapmıştın!..

O yazıların tümünde seninle birlikte yaşanmışlıklarımız vardı. Sen bizi bırakıp gidince, haliyle yeni ortak anılar oluşturamadık. En çok Zincirlikuyu’daki mezarına yaptığımız ziyaretler kaldı bizlere..

En iyisi ne olabilir diye düşünürken, Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Sevda Alankuş’un öcülüğünde senin pek çok yakın arkadaşının yer aldığı “Duygu Asena ile Düşünmek” başlıklı sempozyum haberini aldım.

Bu yılın (2016) aynı bir önemi var, seninle ilgili olarak:

-Ayrılığımızın üzerinden 10 yıl geçti!

Ortak dostlarınla aramıza konuşurken “Duygu 70 Yaşında” gibi başlıklar geçiyor. Çok büyük geliyor bu rakam hepimize. Zaten bir kadının doğum tarihi değil, doğum günüdür önemli olan.

Ayrıca şu da var. Ölenler açısından yaşlanmak söz konusu olmadığını Aziz Nesin’den duymuştum ilk kez. Sabahattin Ali anmasında söylemişti:

-O benim büyüğümdü. Ama şimdi ben yaşlandım. Onun ağabeyi oldum!

Sen bizi bırakıp gittiğinde senden altı yaş küçüktüm, şimdi dört yaş büyük hale geldim.

Sensiz yıllarda senin ülkende neler olduğunu bilmek istersen eğer, ne yazık ki iyi haberler veremeyeceğiz.

Kadınca Dergisinin başındayken genç ekibinle birlikte bayrak açmıştın “Dayağa Son” diyerek… Kadınlar başta kocaları olmak üzere babalarından, erkek kardeşlerinden, sevgililerinden dayak yiyorlar ve bunu da gizliyorlardı.

Şimdi bu çita bir hayli yükseldi.

Kadınlar aynı “erkek güruhu” tarafından öldürülüyorlar!..

Yakalanıp yargılandıklarında da erkek hakimler, hazır giyim fuarları ölçülerine göre davranıp “Kravat taktığından” diyerek ceza indirimlerine gidiyorlar.

2006 yılında bizi bırakıp gittiğinde henüz “demokrasi-insan hakları-adalet” kelimelerini telaffuz edebilen iktidar partisi, artık insanlığa dair her türlü talebi “ihanet” sayar hale geldi.

Mesela, “çocuklar taciz- tecavüz riski altındaki yurtlarda evlerde tutulmasın” deniliyor. İşbaşındaki iktidarın –hem de kadın- bakanı büyük bir rahatlıkla:

-Bir defa oldu diye, karalama yapmayın!

Evet, iktidara yakın bir vakıfta çocuklara 10 yılı aşkın süreyle tecavüz edilmiş. Bu durum bir istifa dalgasına neden olacakken, büyük bir pişkinlikle, toplumun karşına geçip kurumu savunabiliyorlar.

Eğer sen bizi bırakıp gitmeseydin bu rezillikler karşısında yine isyan bayrağını açıp, en ağır yazıları yazar, en sert tepkileri gösterirdin.

Senin yakın arkadaşların ve senin yanında yetişip mesleğe atılanlar da böyle yapıyorlar. Ama şu var ki, pek çoğuna (iyi gazeteci oldukları için) artık yaygın medyanın kapıları kapanmış vaziyette…

Medyada yeni bir ölçü var şimdilerde: İyi haberciysen, belkemikli yazılar kaleme alıyorsan, gerçek gündemi okurlarına-izleyicilerine aktarabiliyorsan, işten atılman kaçınılmaz oluyor.

İyi olan şeyleri de paylaşmalıyım.

Kadınların toplumdaki yerleri ve etkileri eskiye oranla daha arttı. Daha fazla seslerini yükseltiyorlar.

Kahkaha atıyorlar!

Dur, hemen acı tebessümünle gülme… Çünkü kadının sokakta gülmesi bile artık “politik bir eylem” haline geldi. İktidardaki üst düzey bir yönetici aynen bunu söyledi:

-Kadın iffetli olacak, herkesin içinde kahkaha atmayacak!

Bunu söyleyen bir erkektir nihayetinde… Ama aynı siyasi yapı içinde yen alan kadınlar da bu türden gelişmeleri onaylıyorlar, savunuyorlar, alkışlıyorlar.

Bunların içinden biri kendisini “İslamcı Feminist” olarak lanse edeni, bir kız çocuğu tacizinde, yaşlı adamı savunup küçük kızı suçladı. Çünkü her şeye “bizden-onlardan” ölçüsüyle bakıyorlar.

Sevgili Duygu,

Mektubunu başa dönerek iyi haberlerle bitiriyorum.  Senin doğum günün olan 19 Nisan’da (yarın) Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampusunda “Duygu Asena ile Düşünmek” başlıklı büyük bir toplantıyla kutlanacak. Paneller yapılacak. Senin belgeselin, senin eserlerinden uyarlanan filmler, oyunlar gösterilecek. En sonunda da senin dizelerinden besteler yapmış olan yakın arkadaşın Vedat Sakman bir dinleti sunacak.

Anlayacağın aramızdan ayrılışının 10. yılında seni daha büyük bir özlemle anacağız:

-Duygu Asena ile düşüneceğiz!