NETAŞ Grevcisi Ayhan Kaleli

12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nin çıkış noktası olarak hep “24 Ocak Kararları” gösterilir. O tarihte konunun uzmanları sıklıkla şu yorumu yapmışlardı:
-Bu kararlar ancak otoriter bir rejimle uygulanabilir!
İşçi Sınıfı için 12 Eylül’den çıkış yolunu da NETAŞ işçilerinin 18 Kasım 1986’da başladıkları grev açmıştı. O tarihe kadar sendikacılar bile “bu yasalarla grev yapmak enayiliktir” diyebiliyorlardı. Yani grev yapmak o kadar imkânsızdı!
Bu kör karanlığı yırtan isimsiz kahramanlardan biri de Ayhan Kaleli idi. Ayhan DİSK’e bağlı Maden-İş Sendikasının baba yiğit militanlarından biriydi. 1975 yılında NETAŞ’ta örgütlü olan sarı sendika Tek Met-İş’e karşı yapılan direnişin önde gelen üyelerinden olan Ayhan Kaleli’yi 23 Şubat 2013 Cumartesi günü 19.30’da yitirdik.

GREV BAŞLIYOR

DİSK’e bağlı Maden-İş üyesi olan NETAŞ İşçileri 12 Eylül’den sonra Bağımsız Otomobil-İş’te örgütlendiler. İlk toplu sözleşme görüşmeleri anlaşmazlıkla sonuçlanınca grev gelip kapıya dayanmıştı. Ama kimse grev yapılacağına inanmıyordu. 18 Kasım 1986 günü NETAŞ’ın Telefon üretme departmanı şeflerinden biri, sendika temsilcisi Ayhan Kaleli’yi çevirip “Bak göreceksin” demişti:
-Grev olmayacak! Ya son anda bir anlaşma yapılacak, ya da Hükümet grevi erteleme kararı alacak!
Ama hiç de öyle olmadı. O gün 18 Kasım 1986 Perşembe günü saat: 11.00’de işyeri temsilcileri Telefon kısmına geldiler. Kimse konuşmuyordu. Göz göze geliniyordu. Vakit tamamdı. Telefon üretim bölümü işçileri Ayhan Kaleli’nin peşinden yürümeye başladılar. O anda slogan patladı:
-HAYDİİİİ GREVEEEEE!
Bir anda 2600 işçi fabrikanın kapısına çıktılar.
12 Eylül sonrasının en büyük ilk grevi başlamıştı. Bu eylemin basit bir ücret pazarlığı olmadığı fabrika kapısında ilk kez atılan sloganla ilan ediliyordu:
-İşçinin onuru sermayeyi yenecek!
O andan itibaren hummalı bir mesai başladı. Otomobil-İş Sendikasının Ümraniye Şubesinde yapılan iş bölümü gereği lokalde yatıp kalkmacasına ant içildi.

ASABİ MİLİTAN AYHAN

Ayhan Kaleli 24 saat üzerinden haftanın 7 günü sendika binasında görev yapacak olanlar arasındaydı. Onlarca komite kuruldu. O kadar ki, grev anısı anahtarlıkları yaptırmak için bile üç kişilik komite meydana getirilmişti.
Ayhan o günlerde evine uğramayı unutup grevin başarısı için canla başla çalışanların en önünde geliyordu. Gördüğü aksaklıklar karşısında deliye dönüp köpürüyordu. Grev nöbetleri aksadığında önlüğü giyip kapının önüne dikiliyordu.
Grev ilerledikçe sendika yönetimi ile grevcilerin arasında makas oluşmaya başlamıştı. Ayhan her zamanki “asabi” ruh haliyle yönetime isyan ediyordu:
-Gidip kucaklarına oturan bari!
Toplu sözleşme 18 Şubat 1987 günü imzalandı, grev bitti. Sadece üç ay sonra NETAŞ’ta büyük bir kıyım yapıldı. Grevde öncü rol oynayan 158 işçi kapının önüne konuldu. Elbette bu değerli işçilerin arasında Ayhan Kaleli de vardı!

HER ŞEYİ NETAŞ

Ayhan Kaleli de işten atılan diğer işçiler gibi hayatını başka alanlarda kazandı. Ama aklı fikri hep NETAŞ’taydı. Eski arkadaşlarıyla buluştuğunda söz dönüp dolaşıp NETAŞ GREVİ’ne geliyordu. Grevin bitiriliş biçimi onu ağır biçimde yaralamıştı. Bu yüzdendir ki, yakalandığı kanser hastalığını ailesi hep o yıllara bağlıyordu. Son nefesini verdiği akşamın ilerleyen saatlerinde oğlu Ozan Kaleli şöyle diyordu:
-Hep o NETAŞ’tan oldu bunlar!
Bilemiyoruz… Ama bildiğimiz kesin bir şey varsa o da Ayhan Kaleli’nin işçi sınıfının yiğit bir militanı olmasıydı.
Ayhan son beş yılını kanserle boğuşarak geçirdi. Ona kocası gibi değildi bebeği gibi bakan eşi Hüsniye Kaleli sayesinde Azrail ile olan mücadelesini uzatabildi.
Ayhan Kaleli 24 Şubat 2013 Pazar günü yıllardır yaşadığı Üsküdar Altunizade Emniyet Mahallesi’nden sevdikleri eşliğinde Kısıklı Çakaldağı Mezarlığına uğurlandı.

Posted in Köşe Yazıları.

One Comment

  1. Sevgili Başkan
    Sizi daha önceleri internet sitesinde okuyordum.
    Hatta sırf sizin hatırınıza o siteye üye olmuştum.
    Bu sayfanızı görünce çok sevindim.
    SEVGİLİ AYHAN KALELEİ kardeşimize Allahu tealadan Rahmetler dilerim.
    Sadece o değil birçok arkadaşımız da kanser oldu.
    Mesela yıllar önce Kemal Gönülalanı da toprağa verdik.
    Allahu Teala hasta olanlara şifa, aramızdan ayrılanlara rahmetler versin. Amin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir