Nevruz kutlamaları ilk olarak bölgede Kürtlerin kitlesel biçimde alanlara çıkmasıyla Türkiye’nin gündemine oturdu.
Doğal(!) olarak devletin ilk refleksi “bastırma-yıldırma operasyonları” oldu. En gösterişli Nevruz kutlamaları (çatışmaları) Cizre’de yaşanıyordu. Mutlaka ölümlü biten kutlamalar haber olabiliyordu.
Yıllar sonra Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman, “Komutanlar Cephesi” adlı çalışmasında Fikret Bila’ya şu samimi itirafı yapacaktı:
-Öyle yetişmişiz ki, kültürel hareketleri bile ayaklanma olarak kabul ettik!
Nevruz Bayramları devletin gözünde önce bir ayaklanma provasıydı. Bayramların üzerine çok sert gidildi. Bayram kutlaması için rengarenk giyinip alanlara çıkanlara kurşun yağdırıldı.
Bu kurşunlardan biri de Sabah Gazetesi muhabiri İzzet Kezer’in iki kaşının ortasına isabet etti. Ortalık sus-pus oldu. Kimin ateş ettiği açıklanmadı!
Sonra sokağa çıkma yasakları geldi Bölgeye… Gazeteler bayrama değil savaşa hazırlık manşetleriyle gündeme katkı yaptılar:
-Güneydoğu’da Nevruz gerginliği!
Gerginliği devlet yaratıyordu. Nevruz’u bayram değil ayaklanma provası olarak görüp, önlemlerini ona göre alıyordu. Taş atan çocuklara kurşun atarak huzuru temin etmek için yıllarca uğraş verildi.
Fakat Kürtler asla yılmıyorlardı! Gözaltına alınıyorlar, tutuklanıyorlar, kurşunlanıyorlar ama Nevruz’dan bir türlü vazgeçmiyorlardı!
Sonunda devlet yeni bir “yaklaşım” geliştirdi:
-Nevruz ayaklanma değildir. Kabul! Ama Kürt Bayramı da değildir!
-Peki, ya nedir?
-Nevruz Orta Asya’dan gelen bir Türk Bayramıdır!
Orta Asya’daki eski Sovyet Cumhuriyetlerinin liderlerini Antalya’ya çağırıp devlet ve hükümet başkanları birlikte beş yıldızlı otellerde altın örs üzerinde temsili demir dövme şovları yapılmaya başlandı.
Valiler, jandarma komutanları, belediye başkanları el ele tutuşup havalara zıpladılar. Devlet artık ateş etmiyor, ateşin üzerinden atlıyordu!
Nevruzlar böylesi bir güzergahtan geçti de bu günlere geldi işte…
17 Mart 2013 Pazar günü İstanbul Zeytinburnu’nda BDP’nin düzenlediği kitlesel Nevruz Bayramı kutlamasını canlı olarak sadece Kürtlerin kanalı imc-tv yayınladı. İstanbul’a geri gelen kış mevsimine rağmen on binlerce insan bu alana toplanmıştı. Cihan Haber Ajansı da etkinliği servis ediyordu. Ama kimse almadı!
O zaman sormak gerekmiyor mu?
Söyleyin bakalım:
-Nevruz ne bayramadır?
Nevruz kimlerin bayramıdır?
Posted in Köşe Yazıları.