MET-ÜST Amerikan Hastanesinde
İnsan ilk duyduğunda ürperiyor, içini bir korku kaplıyor. Kolay değil birçok sevdiğimiz dostumuzu orada kaybettik. Halit Çapın, Yılmaz Çetiner ve Duygu Asena bu hastaneden veda ettiler hayata.
Metin Üstündağ’ın oradaki varlığı ise hasta olup da iyileşmek için orada değil. Daha çok “hasta etmek için” olabilir!
Zaten MET-ÜST’ün bu ülkede azımsanmayacak bir “hasta” kitlesi mevcut. Ben de onlar arasındayım.
Onun yazıp çizdiklerini okuyup gördükçe bütün hastaları gibi aynı şeyleri hissediyorum: “Manyak lan bu herif!”
Tabii bu takdirimi aleni olarak söyleyemiyorum. Yanlış anlaşılma kaygısı taşıyorum.
Her neyse ben hastaneye döneyim…
Daha doğrusu hastaneye değil de, giriş kapısının solundaki “Operasyon Odası” adını taşıyan sergi salonuna…
MET-ÜST çok tuhaf bir resim sergisi açtı 15 Mart’ta… 13 Mayıs 2017’ye kadar da gezilebilecek sergiye giderken mutlaka farklı bir şeyler göreceğimi tahmin ediyordum. Ama bu kadar da değil!
Sergiye “Ağlak Muğlak” adını vermiş. Neden bu adı verdiğini sergi broşürünün en arkasında (bu da tuhaf tabii) yer alan sanatçı ile Ilgın Deniz Akseoğlu’nun söyleşisinde bir ipucu olarak açıklıyor:
-Bizim ağlamaya zamanımız olmuyor!
Sergilenme düzenini, tuval olarak seçilen malzemenin çeşit yelpazesini yazıp da serginin gazını kaçırmak istemem. Ama herkes de İstanbul’da yaşamıyor ki… BirGün’ü Diyabakır’da, Batman’da, Mardin’de Midyat’ta, Fatsa’da Ünye’de okuyanlar da var. Metin, bulduğu her şeyin üzerine çizmiş, boyamış, dökmüş, püskürtmüş, damlatmış. Bir o kadar da zemin kullanmış. Bunları arasında iki tuval var ki, yan yana asılmış olmaları MET-ÜST gibi bir dev sanatçının dünyaya bakışını da gösteriyor. Birinde tam sayfa halinde Gazze katliamı var, diğerinde ise 1915 Soykırımı için verilmiş imza listeli gazete ilanı… Her ikisi üzerine de ters olarak çalışılmış.
En iyisi İstanbul’da yaşayanlar gidip görsünler:
-MET-ÜST Amerikan Hastanesinde!