Eski Milliyet’in en eski ve en köklü gazetecisi Sami Kohen 18 Ekim 2021 gecesi 93 yaşında hayata veda etti. Sami Kohen ile Cağaloğlu’ndaki eski Milliyet binasında aynı koridoru paylaşan komşu odalarda birlikte çalıştık. Bu yüzden yazının bundan sonraki bölümüne “Sami Ağabey” diye devam edeceğim.
Sami Kohen’in gazeteciliğini “tek kelime” ile ifade et denilse ne dersiniz?
-Titiz!
Bu kelimenin sözlük anlamı karşısında “Çok dikkatle ve özenle davranan kimse” diye yazıyor. Devamı da var. Kendisine de böyle davranılmasını isteyen, güç beğenir gibi eklemeleri de var ki, bunların hepsi Sami Ağabey’de fazlasıyla mevcuttu. Hem özel hayatında hem de haberciliğindeki “titizlik” onu dünya çapında bir gazetecilik markası yapmıştı. Tabii Milliyet’in mayası olan “Basında Güven” ilkesinin harcını karan iki kişiden bir olmasını sağlamıştı. Diğeri de Milliyet’in kurucu Abdi İpekçi’dir.
Sami Ağabeyin yolu Abdi İpekçi ile Yeni İstanbul gazetesinde kesişiyor:
-Yeni İstanbul’da geceleri ben dış haberlere bakıyordum Abdi de iç haberlerle ilgileniyordu. Abdi ile o zamanlarda başlayan çok köklü bir dostluğumuz oluşmuştu.
Peki Sami Ağabey Yeni İstanbul’a nasıl gelmiş olabilir?
-Yeni İstanbul gazetesine yazdığım yazıları mektupla yolluyordum. Misafir yazarlar sütununda yayınlanıyordu. Gazetenin Başyazarı Mustafa Nermi’den mektup aldım. Muhasebe servisine gelip telif ücreti almamı ve tanışmak üzere teşriflerimi bildiriyordu. Beni odasının kapısında görünce ‘evladım ne istiyorsun?’ diye sordu. Ben Sami Kohen’im dedim. O yazıları sen mi yazıyorsun? İnanamadı!
Bu hikaye aynı zamanda Sami Ağabeyin profesyonel olarak gazeteciliğe başlamasını da anlatıyor. Yaşı 21 olduğuna göre yıl 1949 olacak mesleğe ilk adımı atışı…
İlk tam sayfa dış haber sayfasını Yeni İstanbul’da yapıyor Sami Kohen. Sonra 1952’de Mithat Perin İstanbul Ekspres adında yeni bir gazete çıkartacağını söyleyerek Abdi İpekçi ile Sami Kohen’i cazip bir transfer teklifiyle kendi gazetesine alıyor.
Gelelim Milliyet’e derseniz Sami Ağabey onu da detaylı olarak anlatsın:
-1954 yılıydı, bir gün Abdi bana ‘Ali Naci Karacan bizi çağırıyor’ dedi. Milliyet o zamanlar iki üç bin tirajlı küçük bir gazete. Ali Naci atılım yapıp gazeteyi geliştirmek istiyor. Bizi davet etti, iltifatlar yaptı. Gençsiniz sizlere ihtiyacım var, buraya gelin yeni bir gazete yaratalım dedi. Teklifi kabul ettik. Abdi hemen istifa etti. Milliyet’in yeni halini prova çalışmalarının başına geçti, nen bir süre daha Mithat Beyin yanında kalarak yerimize yeni arkadaşlar buluncaya kadar çalıştım. 1 Eylül 1954’te de Milliyet’e geldim.
Yukarıdaki satırlar Milliyet’in Abdi İpekçi ile başlayacak yeni döneminin tarihidir. Sami Ağabey bunları 1996 yılının Mayıs ayında Milliyet’in İç Yayını “BİZ” için bana anlatmıştı.
Sami Ağabey 2013’te de kendi belgeseli için yine uzun süren söyleşiler sırasında bu kez kameralı olarak başka şeyler de anlattı.
Mesela bir gazetecinin evlenmesini… Sami Ağabey nişanlısı Mirka ile 29 Mayıs 1960 Pazar günü evlenecek. Bütün hazırlıklar yapılıyor. Fakat sadece iki gün önce Türk demokrasi tarihinin ilk darbesi yapılınca Sami-Mirka nikahı Sıkıyönetim Komutanından alınan özel izinle kıyılıyor ama gelin hanım damadı Milliyet’in birinci sayfasında görebiliyor. Sami Ağabey bir hafta gazeteden çıkamıyor!
Gazeteci nasıl olmalıdır derseniz Sami Kohen onu da anlatsın:
-Gazetecilik herhangi bir meslek gibi görülemez. Gazete ne bir kağıt fabrikasıdır, ne de bir tapu dairesidir. Gazetecinin sanatçı ruhu vardır. Akademik bir yanı vardır. Bilgi birikimi vardır. Çok yönlü bir insan olduğu için ona işçi-memur muamelesi yapamazsınız. Eğer gazeteci mesleğini çok sevmiyorsa o zaman gider memur olur. Gazetecilik belli saatler arasında yapılan bir meslek de değildir. Gazeteci 24 saat haberiyle yorumuyla gözlemiyle yaşar.
Sami Ağabey 1954’ten beri BBC’ye haber programlar yaptı. 1990’larda Newsweek, Amerikan Monitor, İngiliz DailMail gazetelerinin Türkiye muhabiri idi.
Onun meslek hayatında uluslararası düzeyde de başarı çıtasının üzerine çıktığı pek çok “ilk” vardır. Mesela Türkiye’den Çin’e, Küba’ya ve Kuzey Kore’ye giden ilk gazeteci Milliyet’ten Sami Kohen olarak basın tarihine yazıldı. 1968’de Sovyet tankları Prag’a girdiğinde Çekoslovakya’da Sami Kohen vardı, sıcak haber peşinde koşan ilk gazeteci olarak. 1963’te Arnavutluk’a giren dünyadaki ilk yabancı gazeteci yine Sami Ağabey olmuştu.
Bunun da çok ayrı ve renkli bir hikayesi var ki, omu da Sami Ağabey anlatsın:
-1960’lar da sosyalist ülkelere ‘demir perde’ deniliyordu. Arnavutluk ise tam anlamıyla ‘çelik perde’ idi. 1963 yılında Arnavutluk’ta Balkan Futbol Turnuvası vardı. Türkiye’den de Beşiktaş katılacak. Fakat Arnavutluk gazeteci almayacağını bildirdi. Ben mutlaka gitmeliyim diyorum. Milliyet’in Spor Servisi Şefi Namık Sevik, Futbol Federasyonu ile konuşup benim kafileye dahil edilmemi sağladı. Futbolcu olamam, ne yapabilirim? Ben de ‘masör’ oldum!.. Arnavutluk’a girdikten sonra yolda giderken otobüsümüzün şoförünü uyarıp yavaşlamasını istiyorum, fotoğraflar çekiyorum. Gizli polis teşkilatı durumu fark edip beni içeri almaya kalktı. Çok sert karşı koydum. Türkiye’de çok sayıda Arnavut kökenli insan var, burasını merak ediyorlar, bana gurur duyduğunuz iyi işleri gösterin bunları Türkiye’ye aktarayım. Sizin için de çok faydası olur falan dedim, ikna oldular. Dönünce Arnavutluk Röportajını yayınladım. Müthiş yankı yaptı. Dünyada ilk defa Arnavutluk içinden bir yabancı gazetecinin gözlemleri yayınlanıyordu. Yabancı haber ajansları sıraya girdiler.
Sami Kohen büyük gazeteciler neslinin son temsilcilerindendi. Gidişiyle arkasında çok büyük bir boşluk bıraktı. Ne yazık ki, yerini doldurabilecek meslek ahlakına ve gazetecilik yeteneğine sahip -yaygın medyada- hemen hemen hiç kimse de yok. Onun için pek çok sıfat yazılabilir. Ama en yakışanı meslekteki izi olabilir:
-Dış haberciliğin 1 numarası Sami Kohen!