Dünya ile birlikte kadersiz ülkelerde de her şey değişiyor. Eskimiş bütün değerler çöpe atılıp yerlerine yeni değerler, kavramlar, bakış açıları istihdam ediliyor.
Bunların içinde hatta başında da “ahlaki değerler” geliyor. Yeni ahlak anlayışına göre edinilmesi gereken en önemli yetenek çok inandırıcı yalanlar söyleyebilmektir.
Yalanların etki gücü için öncelikle usta bir yalancı olabilmek gerekiyor:
-Korkmadan, çekinmeden, yılmadan, bıkmadan, utanmadan, sıkılmadan yalan söyleyin!
Yalan, gelişen yeni dünya düzeninin en önemli enstrümanıdır. İnsanların gözlerinin içine bakarak cesaretle yalan söyleyin. O kadar inandırıcı bir kararlılık içinde yapın ki, karşınızdakiler size inanmakta zorlanırlarsa utansınlar!
Siz bundan hiç utanmayın ve sıkılmayın. En fazla “rezil olmakla” itham edilebilirsiniz. Hiç önemli değil. Bu yolun en başında kuşandığınız zırhınız var zaten:
-Rezilsiniz!..
Bu olağanüstü zırhla yürüdüğünüz müddetçe sizin yanınıza gelip de hiç kimse şunu soramaz:
-Gerçekten de bu kadar rezil misiz?
Cevabınızın çok ağır olacağını bilirler:
-Hainlik yapıyorsun!
Top buraya gelince artık önünüzde geniş bir alan açılmış demektir. “Doğruluk” ve “dürüstlük” kavramlarını ayağınızın, dizinizi, omzunuzun ve başınızın üzerinde top sektirir gibi zıplatın. İnsanların şaşkın bakışları arasında şahane bir vole ile öyle bir vurun ki, top gözle görülemeyecek uzaklığa gitsin. Sizin dışınızda kimseler bu kavramların akıbetiyle ilgilenemesin.
Dünyanın en “mert insanı” olduğunuzu o anda ilan edin!
Özgüveninizin tavan yaptığı “ilan-ı mertlik”ten sonra korkusuzca çalabilirsiniz. Bu sizin en doğal hakkınız olacaktır. Çalarken yakalanma endişesi taşımayın. Zaten güçlü bir hırsızlar ortamının güvenli çemberi içindesiniz. Kalplerde ve gönüllerde aynı şarkının namelerinin huzuru var:
-Hepimiz hırsızız hepimiz çalıyoruz!
Ola ki bulunduğunuz yerde bunlara bakan, gören, itiraz edenler çıktılar. Yüzlerini ekşiterek yere tükürüyorlar:
-Yazıklar olsun!
Olmaz korkmayın!..
Onları o anda etkisizleştirecek pek çok silahınız var. Bu silahlarla istediğinizi istediğiniz yerde vurabilirsiniz. Her türlü suçu, günahı, iftirayı onların üzerine atın:
-Bu kadar alçaklık da olamaz!
Onların sarf edecekleri ithamları siz onlardan önce söyleyin ki, bu konuda çok üst düzey yetenekleriniz olduğunu görsünler.
Sadece elde ettiklerinizin minik bir bölümünü hayır işlerine ayırın. Mesela bir kişinin bahçesindeki bütün ağaçlardan topladığınız meyvelere karşılık 1 kilosunun parasını ödeyin. Bunu da gizli saklı değil, düğün bayram şenliği içinde yapın ki, size şeref madalyanızı taksınlar:
-Ne kadar cömert bir insan!
Değeriniz bilinecektir. Korkmayın, utanmayın, sıkılmayın. Dünya değişiyor. Ayıp tedavülden kalktı çok zaman önce. Şimdi moda olan sürdürülebilir utanmazlık!
Bütün bu büyük değişimi kavrayamayıp da “Ne yapıyorsun sen?” diyenlere de çok net bir hançer darbesi indirin:
-Ahlaksız!
Israrcı geçmiş zaman kuşları “sizin ki nasıl bir ahlak?” diye üsteleyebilirler.
Rezillik zırhınıza sıkıca bürünerek, utanmazlık kaidesinin üzerinde bir heykel görkemiyle poz verip yüzlerine karşı haykırın ki anlasınlar:
-Neo-ahlak!