Paramaz, İşçi Sınıfı, Gezi Parkı
Haziran ayının güzelliğini sadece yazın başlangıcı sayılması nedenine bağlamak haksızlık olur. Yakın tarihin çok önemli köşe taşları hep Haziran ayı içinde yer aldı.
En iyi bildiğimiz 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişiydi. 1970 yılının 15 ve 16 Haziran günleri İstanbul’da işçiler fabrikalarından çıkarak caddeleri ve sokakları özgürlük adımlarıyla geçtiler.
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK, kendisini fiilen kapatacak olan bir yasa tasarısına karşı “Anayasal Direniş” adı altında büyük bir eylem kararı aldı ve bunu da uyguladı.
Direniş tarihe geçti. Yasa önerisi geri çekildi. DİSK devrimci yolunda ilerlemesini sürdürdü.
15-16 Haziran eylemi bugün hala geçerliliğini koruyor. Bursa’da başlayan işçi eylemleri bir bakıma 15-16 Haziran ruhunun ölmediğini de gösteriyor.
Haziran ayının tarihteki kalıcı izini hiç şüphesiz, 2013 yılındaki Gezi Parkı Direnişi bırakmıştır. 1 Hazirandan 15/16 Haziran gününe dek süren “Cumhuriyet Tarihinin En Büyük Sivil Eylemi” siyasetin eksenini değiştirdi. O zamana kadar “reformcu” (!) parti olarak puan toplayan AKP’nin ve onun despot liderinin maskesini aşağıya indirdi.
Ve en nihayetinde de 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri bu direniş halkasına eklendi. Gezi Parkında başlayan “boylun eğmeyeceğiz/senden korkmuyoruz” hareketi 7 Haziran’da sandıktan gururla çıktı. Ülkeyi cezaevine çevirip kendisini de “başgardiyan” rolüne hazırlayan RTE’yi ve hayallerini sandığa gömdü.
Bugün yaşı kemale eren pek çok kişi “Tarihi Haziranları” biliyor. Ama hiç bilmediklerimiz ve öğrenmek için çok zaman geçmesi gereken başka 15-16 Haziranlar da var!
Osmanlı İmparatorluğu ve Cumhuriyet Türkiye’si için devrimci mücadelenin köklerini oluşturanların bir 15-16 Haziran gecesi İstanbul’da Beyazıt Meydanı’nda kurulan darağaçlarında topluca idam edildiklerini daha yeni yeni öğrenmeye başlıyoruz.
Büyük Ermeni Devrimci Paramaz ve 19 arkadaşı 1915’te, 15 Haziran’ı 16 Haziran’a bağlayan o gece katledildiler.
Esas adı Madteos Sarkisyan olan Paramaz 1863 yılında Meğri dünyaya geliyor. 1879’da Eçmiadzin’deki (Ermenilerin Vatikan’ı olarak Ermenistan’daki Katedral) Kevorkyan Ruhban Okuluna kabul ediliyor. Daha sonra devrimci faaliyetlere yöneldiği tespit edilince okuldan atılıyor. Sosyal Demokrat Hınçak Partisi’ne üye oluyor. Onun önde gelen bir militanı ve yöneticisi olarak bütün Orta Doğu ve Balkanlarda görev yapıyor. Tam anlamıyla bir enternasyonalist olan Paramaz’ın 1897’de Van Mahkemesindeki tarihi savunması şöyle başlıyordu:
“Bizim istediğimiz eşitliktir. Katı birer milliyetçi değiliz. Bizim talebimiz, Ermeni, Türk, Kürt, Alevi, Laz, Ezidi, Süryani, Arap ve Kıptilerle birlikte eşit koşullarda yaşamaktır! Bizler devrimciler olarak bu hedefe ulaşacağımıza inanıyorum!”
Bu değerli bilgileri Kadir Akın’ın Dipnot yayınlarından yeni çıkan “Ermeni Devrimci Paramaz” adlı muazzam araştırmaya dayalı kitabından öğrenebiliyoruz. Her sayfası yakın tarihin karanlık dehlizlerini aydınlatıyor.
Kitaba uzun bir önsöz yazan Mahir Sayın, Türkiye Sol/Sosyalist hareketinin genlerindeki bir bozukluğu dile getiriyor:
“Sosyalistler, ‘Emperyalizmin Osmanlı’daki temsilcisi’ Gayri Müslimler üzerinden tam bu noktada kirli tarih bilinciyle buluştular!”
Haziran ayına bir de bu boyutuyla bakınca görüyoruz ki, Haziran üzerine daha çok ders çalışmamız gerekiyor. (Benzer bir durum 21 Haziran 1934 ve Trakya Yahudileri için de geçerli.)
Ermeni Devrimci Paramaz ve arkadaşlarının idamlarından 15/16 Haziran’70 Büyük İşçi Direnişine, Gezi Parkı Direnişinden 7 Haziran 2015 Genel Seçimlerine kadar didik didik ederek okuyup öğreneceğimiz “Özel Haziran Tarihi” var. Tam ortasında ise iki gün yer alıyor:
-15/16 Haziranlarımız!